Sıtkı Usta Kimdir?

1948 Kütahya doğumlu, ataları Selçuklulara kadar uzanan, hem dededen hem babadan ağa çocuğu olan Sıtkı Olçar; önceleri, Kütahyalı çinicilerden çini alım satımı yaparak, başlamıştır çini sanatına. O zamanların çinicilerine, değişik form ve desen üretmeleri için fikir vermişse de, belirli kalıbın dışına çıkmak istemeyen çiniciler tarafından tepkiyle karşılanmıştır. Bunun üzerine, bu değişik fikirlere olumlu yaklaşan bazı ustaları da yanına alarak, 1973 yılında Osmanlı Çini Atölyesi adını verdiği, kendi bünyesinde, küçük bir atölye kurmuştur.

Olçar’ın keşfedilmesi ise; Artisan Sanat Galerisi Sahibi Ertan Mestçi’nin, kafasında şekillenen değişik form ve desenleri, Kütahyalı çini ustalarına uygulatmak için yolunun Kütahya’ya düşmesiyle olmuştur. Ertan Mestçi’yi, diğer çini ustalarının aksine heyecanla dinleyen, elindeki bütün işleri bırakarak, onun değişik fikirleri üzerinde çalışmalar yapmaya başlayan Olçar; arkeoloji, tarih, araştırma ve okuma merakı sayesinde, yaşadığı toprakların çeşitli kültüründen de faydalanarak, çiniye yeni bir soluk getirecek ve artık , “Sıtkı Usta” olma yolunda ilerleyecektir…

Pek çok çini ustasının içinde, Ertan Mestçi’nin hayalindekini anlayan ve bunları hayata geçiren bir tek Sıtkı Usta olmuştur.

1980’lerin başında sergilediği ilk çalışmalarında geleneksel 16.-17. yüzyıl İznik ve Kütahya çinilerinin, uzantısı gibi görülen tabaklar, çanaklar yapmış ve her yeni sergisinde, değişik form ve desenlerle kendini aşmıştır.

Sıtkı Usta
Sıtkı Usta Fotoğraf

Sanatçı; 16.yüzyıldan beri, İznik ve Kütahya’da kullanılmayan mercan kırmızısı rengi üzerinde çalışmalar yaparak, mercan kırmızısına tekrar hayat vermiştir.

O, sevdiği toprakları hiç bırakmamıştır, bu topraklarda var olduğunu ve buraya ait olduğunu düşünmüştür hep…

Cenevre, Cezayir, Madrid, Londra, Tokyo, Osaka, Volos (Yunanistan), Paris, Newyork gibi dünya sanat piyasasının önemli merkezlerinde açtığı sergilerle, önceleri yabancılar tarafından, daha sonraları ise; Türkiye’de de büyük bir hayran kitlesi edinmiştir.

Daha sonraları ise; Çininin Picasso’su, Çini Dervişi olarak anılacak ve bir dünya markası olacaktır. Bunun bilincinde olmasına rağmen, sanki bütün bu başarılara imza atan kendisi değilmişçesine tevazuu elden bırakmamıştır.

Olçar,2008 yılında UNESCO Yaşayan İnsan Hazinesi ödülünü almıştır.

Zirveye çıkmanın kolay, fakat orda durmanın zor olduğunu dile getirmiştir hep.

“Sıtkı” imzasını yukarıya doğru atmasının sebebi de budur. Onun zirveye çıkışını temsil etmektedir bu imza…

Sadece sanatı değil, yaptığı faaliyetlerle, yardımseverliliğiyle, sevecenliliğiyle, gösterişi hiç sevmeyen, doğal oluşuyla, mütevaziliği ve en önemlisi; “İnsan” oluşuyla tanınmıştır hep.

Sıtkı Usta deyince, çok şey gelir insanların aklına. Dağda ismini bile bilmediği, bir çobanda da vardır hatırası. Onu bir gün önce, İş adamı Rahmi Koç’la British Museum’daki bir çiniyi tartışırken, bir gün sonra; halktan biriyle sohbet ederken,ya da; atıyla, üç tekerlekli bisikletiyle, motoruyla Kütahya sokaklarında dolaşırken bulabilirsiniz.

Memleketi Kütahya’yı tanıtmak, şehre hareket getirmek için, çeşitli sosyal faaliyetlerde bulunmuştur. Uçurtma şenlikleri, uno, jeep rallileri, motor yarışları…Bu faaliyetler içerisinde gelenekselleşen, 18 yıl boyunca her yaz düzenlediği “Frig Vadisi” kamplarıyla da dikkatleri üzerine çekmiş, toplumsal sorunlarla da ilgilenmiştir.Sorunları yetkililere duyurmak ve insanları bilgilendirmek adına,köşe yazıları yazmıştır.

Renkli bir kişiliği olan Sıtkı Usta, 15 Kasım 2010 yılında Pankreas Kanserine yakalanarak vefat etmiştir.

                                                                                                   Kübra OLÇAR ERDEN